Unutmadık Unutturmayacağız

“Bugün 4 Temmuz..”
Şanlı Türk Ordusunu itibarsızlaştırma amaçlı gerçekleştirilen çuval geçirme hadisesinin üzerinden tam 20 yıl geçti.!!
Şu an saat 20:00..
Bu saate kadar bekledim lakin her yıl olduğu gibi cumhur ittifakından gün boyu yine tık yok.!
ONLAR UNUTTU LAKİN BİZLER UNUTMADIK VE UNUTTURMAYACAĞIZ.!!
Kahpece yapılmış olan bu hain girişim neticesinde yıllar önce yerle yeksan olan milli onurumuz halen düştüğü yerde kaldırılmayı beklerken her konuda esip gürleyen ve sürekli milli olmakla övünüp mangalda kül bırakmayan Cumhur İttifakı’nın pek muhterem yiğitleri her nedense bu konuda 20 yıl sonra yine sessiz kalmayı tercih ettiler ve bu güne kadar da ne yazık ki en ufak bir karşı yaptırım girişiminde bulunmadılar..
Üzerinden geçen uzun süre nedeniyle yaşananlara yaşı gereği vakıf olamamış Z kuşağı gençlerine olanları anlatmak ve unutan büyüklere tekrar hatırlatmak vatani bir görevdir..
“ÇUVAL GEÇİRME HADİSESİ YA DA NAMI DİĞER SÜLEYMANİYE BASKINI.!”
Tarih: 4 Temmuz 2003
Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan TSK’nın bir Binbaşı komutasındaki 11 mensubunun ve Türkmen mihmandarlarının Irak'taki işgal kuvvetlerinin bir parçası olan Amerikan 173’nci Hava İndirme Tugayı'na bağlı askerlerce ve yanlarında peşmergelerin de bulunduğu bir şekilde sessiz ve sinsice yapılan kahpe bir baskın sonucu derdest edilmeleri ve başlarına çuval geçirilmek suretiyle götürülüp 60 saat süresince alıkonularak sorguya çekilmeleridir Süleymaniye baskını..
Bu operasyon için özellikle ABD'nin en önemli millî bayramı olan 4 Temmuz (Bağımsızlık Günü) tarihinin seçilmiş olması, günün cumaya denk gelmesi, bu şartlarda konuyu süratle ve diplomatik tarzda çözüme kavuşturabilecek yetkili Amerikan makamlarına ulaşmanın uzun sürmesi ve Türk askerlerinin bu yüzden 60 saat gözaltında bekletilmeleri, Amerikan askerlerince küçük düşürücü kasıtlı hareketlere başvurulmuş olması, bunun bir plan dahilinde provakatif ve maksatlı yapıldığının açık göstergesidir..
Bu olay karşısında ülkemizde meydana gelen infial ve toplumsal tepki sonucu muhalefet partileri hükümetin derhal ABD'ye nota vermesini talep etmiş olsalar da hükümet yetkililerinin "Ne notası veriyorsun, müzik notası mı" diye cevap vermesi durumun onur kırıcı bir şekilde sineye çekilmesine neden olmuştur..
Bu hadisede dönemin Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün günahı çok büyüktür! Zira 2003 yılı Mayıs ayında yani olaydan tam iki ay önce Irak’ın Süleymaniye kentinde bulunan Türk karargâh komutanına verdiği emir şu şekildedir: “ABD ve koalisyon unsurları ile çatışma ortamı yaratılmayacak, dostane işbirliği içerisinde çalışılacaktır..”Bu emir her ne şartla olursa olsun Türk askerinin silah kullanmasının önüne geçmiş, bölgedeki özel kuvvetlerin silah kullanma yetkisini ortadan kaldırmış ve askerimizi tamamıyla savunmasız hale getirmiştir..
Bu nedenledir ki karargâhımızı basan 150 ABD askeri, Özel Kuvvetler mensubu 3 subay ve 8 astsubayımızı savunmasız ve mukavemet gösteremedikleri bir haldeyken göz altına almışlar, kasti ve onur kırıcı bir şekilde kameralar eşliğinde dünyanın gözü önünde başlarına çuval geçirerek ve şov yaparak tutuklamışlardır..
Eğer ki silah kullanma yetkileri olsaydı eminim ki askerlerimiz kahramanca ve büyük zaiyat verecek şekilde arbedeye gireceklerdi ve belki hepsi şehit düşecekti ama bu onur kırıklığı tarihe kara bir leke olarak miras kalmayacaktı..
Hilmi Özkök bu hadisenin baş sorumlusu olarak ileride hesap vermek üzere tarihinin utanç sayfasında yerini almıştır..
Şundan hiç kimsenin bir endişesi olmasın ki bu hadise o günlerde FETÖ ve siyasi ayağının bilgisi dahilinde olan bir danışıklı dövüştür ve TSK’yı hedef alan Ergenekon sürecinin de istikamet tabelası olmuştur.!
Tüm bu olaylara ilişkin sır perdesi bir gün mutlaka ortadan kalkacak, geçmişteki tezgahların detayları ile işbirlikçi hainler tek tek ortaya çıkacak ve tarih huzurda en ağır şekilde hesap vereceklerdir.! Dilerim bu hesabı sorma görevi bizlere nasip olur..