Fenerbahçe’nin karşısına Kasımpaşasporun başında çıkarak Sarı Lacivertlileri yeşil çimlere gömerken tanıdık onu.
Gündoğumu haber Gümüşhaneli Fuat Kılıç’ı okuyucularıyla tanıştırırken belki de gelecek için umut vaat eden bir spor adamını yakından tanımanın zevkini yaşatacaktı.
 Almanya’ya uzun yıllar önce Gümüşhane’den göçüp giden gurbetçi bir ailenin çocuğu olan Kılıç, Yılmaz Vural, Daum, Ersun Yanal ve Abdullah Avcı gibi isimlerin sahip olduğu pro-lisans belgesini de taşıyan sayılı isimler arasındaydı.

Kasımpaşa’nın nedendir bilinmez Metin Diyadin’le ansızın yaşadığı ayrılık sonrası kendini Kasımpaşa Teknik Direktörlüğü koltuğunda bulan Fuat hoca, Türkiye Kupasında İstanbulspor ve ardından Fenerbahçe’yi devirerek bir anda spor kamuoyunun dikkatlerini üzerine çekmeyi başardı.

Fuat hoca, bu iki galibiyetin ardından kaybettiği Trabzonspor maçıyla adeta köşesine çekildi. Sanki Sonbahar rüzgârıyla savrulan bir yaprak misali. Fuat hoca hakkında tıpkı Diyadin hoca gibi verilen erken karar Kasımpaşa’nın gelecek yıllardaki kayıplarından acaba bir tanesimiydi?

Çünkü Türkiye’de her şeyde olduğu gibi futbolunda adaleti yoktu.
Nitekim Fuat hocanın da kaderi tıpkı Metin Diyadin gibi oldu.
 
Fuat hoca yıllardır bu işten ekmek yiyen başarısı ortada ve Almanya gibi bir futbol endüstrisinde boy göstermesine karşın maalesef Türkiye’de onu  anlayan bir Allahın kulu çıkmadı, ayrıldığı kulübü Kasımpaşaspor’da başta olmak üzere.
 Hiçbir futbol adamının elinde sihirli değnekle bir takımı bir günde değiştiremeyeceğine göre, Fuat hocanın kaderi de başarıya aç, başarıyı yakalayacak ancak Türkiye’de bu fırsatın kendisine tanınmadığı seçeneğinin ona gösterilmiş olmasıydı.

Türkiye genç bir yeteneğini daha küstürdü ve kabuğuna çekilmesine sebep oldu.
Türk futbolunda son dönemde yaşanan büyük krizin sebeplerini araştıracak olursak ve altında yatan nedeni arakladığımızda Fuat Kılıç gibi nice değerlerin kör satırla doğranmış bir hınç gibi görüldüğünü anlamak çok da zor olmasa gerek