Aylardan temmuz,
Şöyle bi düşünecek olursak, ömrümün 25. Ya da 30. Ramazanı.
Neden diyorum,
Oruç tutacak dermanı bulduğum günlerden söz ediyorum.
Geri kalan ise çocukluk çağım.
Gümüşhane’de de Ramazan sofraları kuruluyor.
Ramazan sofraları kurulurken bi şeyler düğümleniyor insanın boğazına,
Kimi evde kartol pişerken kimi evde Ramazan gudularının kokusu yükseliyor.
Siyaset nihayet Ramazan’da sokağa indi,
Tv yayınları, programlar,
Eminim,
En iyisini vermek için Ramazan ayını beklediler.
Ya 11 ay gerisi,
Eeee, Ramazan ayı on bir ayın sultanı,
Seçim son beşyılın sultanı
Denk geldi işte.
A,B,C partileri sıra sıra masa masa dizecek.
Ramazan sofralarını,
Gümüşhanede bi yarış, bi yarış.
İstanbul’u sormayın!
Sokaklar çorba kokuları, masa sandalye görüntülerinden geçilmiyor.
Hoş şeyler,
Ramazan geldi diye sevindiriyor.
Şimdi sıkı durun,
Ramazan da her şey iyi de,
Ya ihtiyacı olanlar
Canım çadır kuruldu, fakirlik bitti mi,
Her evin, her ocağın kapısı açılmalı,
Oy değil, helallik istenmeli,
Yoksa merkezde zaten kepçe savaşları devam ediyor.
Tuzluk, sürahi peynir, pide, zeytin, üzüm.
Sıra sıra sıra boy boy iftar sofralarında.
Diyeceğimiz fakir bi daha farklı gözetilmeli,
Gümüşhanede fakir daha iyi aranmalı,
Sokaktaki Ramazan sevinci bereketi oralara da yansımalı,
Tv’lerden naklen yayın verileceğine, Fakirin fukaranın evinin içi gösterilmeli,
Yiyor mu, yemiyor mu,
Var mı, yok mu?