Veli Yılmaz
Ramazan ayında Ramazan ayıyla ilgili gözlemlerimizi yazmaya devam ediyoruz.
Malum sofralar buram, buram lüks kokuyor.
Kiminin evinde soğan, kiminin önünde et, tatlı.
Belediyeler, STK’lar, partiler,
Meydanları doldurmuşlar.
İftar açıyorlar.
Kimbilir kaç TL gidiyor,
Belki o saatlerde kaç tane aç iftar sofrasında neler bekliyor?
İnsan kendine söylemekten duramıyor?
-Hepsi, muhtaç mı?
Türkiye madem ki bu kadar zengin, neden hala sokak aç dolu?, çaresiz.
İftar sofraları bir oy toplama, nutuk atma yeri midir?
Desin ki bir belediye vallahi de billahi de öyle değil?
Arkadaş üç bin beş bin kişiyi yoksa ne için bir araya biriktirdiniz değilse?
Ramazan ayında paylaşmak çok güzel, birlik ve beraberlik çok güzel.
İyi de bunun gösterişlisi niye?
Bunun şatafatlısı niye?
Hele o otellerin bilmem kaçıncı sınıf iftar mönüleri!
Ah! Türkiye’m ah!
Birazcık vicdan sahibi herkes aslında Ramazan ayında bu olmaması gerekenlerin farkında da ne yaparsın nefis işte duramıyor.
Ramazan ayının maneviyatına dokunduruyor.
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar