Veli Yılmaz
Gümüşhane küçük şehir.
Gümüşhane kapalı kutu.
Gümüşhane’yi çevreleyen iller Bayburt dahil her anlamda bizden üstün, Gümüşhane neden geri planda?
STK, siyasetçi, yönetici, akili neden bu kadar sesiz, ürkek?
Şehrin üzerinde acayip bir ‘ben’ örtüsü var.
İşte o ‘ben’ örtüsü bir türlü ‘biz’ olamadı.
Basın camiasına adım atalı yıllar oldu.
Bulunduğum her ortamda ben doğrusu bir güven kavramı göremedim.
Sık sık vurguluyorum,
Gümüşhane için öncü olan hep aynı karakterler,
Masanın etrafında hep aynı yüzler.
Ve ben dinliyorum,
Hep aynı sözler..
Üzerine kattığımız hiç bi şey yok,
Tartıştığımız sağlıklı bir konuda.
Elinizi vicdanınıza koyun ve bir an söylediklerimin hiçbir kıymeti olmadığını düşünün ve fakat,
‘Gümüşhane’de hangi eylemin doğru yapıldığına lütfen bir bakın!’
Ve dinleyin.
Göreceksiniz ki,
Dert hep aysberg gibi duruyor.
Birlik yok, beraberlik yok, sevgi yok, saygı yok.
Yüzlerdeki tebessüm sahi değil, sıkılan eller öyle, bakışlar sanal, duruş eğik.
Ne yalan söyleyeyim, önümüzdeki hakkı bile sesimizi çıkarıp alamıyoruz.
Klasik artık kabak tadı veren nutuklar sıkıcı,
Yalnız bir şeyi reva görüyorlar.
Gümüşhane vatanına, bayrağına diye başlayan masal vari sözcükler.
Sıra Gümüşhane’nin hakkı dendiğinde ise koca bir hiç.
Kısacası vur sırtına al ekmeğini der gibi.
Oysa bu şehrin zengin bir kültür varlığından söz edilir,
Aydın insanının çokluğundan.
Nasıl olurda un, şeker helva olmaz düşünmeden edemiyor insan.
Ben, ben, ben..
Nereye kadar..
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar