Sevgili,
7 Haziran sonrası ‘millet ya kaosu seçecek ya istikrarı’ diyenler nerede diye düşündüm dün akşam.
Düşündüm, 
uçan mermiler, patlayan silahlar arasında ‘anne’ diye bağıran çocuğun sesini de duymuşmudur içinde?
10 Bin asker girecekmiş sokağa çıkma yasağı olan yerlere,
Suriye’de bir dönem namaz kılma hayali ile yanıp tutuşanların istikrar sürsün Türkiye büyüsün sloganından sonra kafa yormak gerektiğini hatırlatmak istedim sana..
Ne oluyor öyleyse bize,
Her yer cayır cayır yanıyor.
Ellerinde bavul, çocuk, kimi terliği bile alamadan düşmüş yollara;
Binler kaçıyor…..
Sevgili,
Sakın kızma ama burası hani dostum diye seslenilen bir dönemin Suriye’si değil, Türk toprakları!
Canımın yandığını söylemem gerek,
Üstüme düşen kötü korkuların feryadını anlatmam gerek,
Sormam gerek; 1 Kasım’dan sonrası tabloya,
Hani nerede istikrar! Huzur..
Kötü kötü rüyalar, senaryolar görüyor dinliyor insan.
Sevgili,
Diyarbakır neyse, İzmir’de öyle bizim için.
Kürt, Türk, Ermeni, Laz, Çerkez,
Bu topraklarda her şeye eşit.
hep birlikte bütün.
Ayyıldızlı bayrak hepimizin,
Bir yanlışlık var…
Yavaş yavaş soğukların baş gösterdiği ülkemde hele Doğu’da çocukları düşünürüm,
Onların günahı yok..
Sevgili;
Terörden neredeyse otuz yılı aşkın bir süredir çekiyor ülkem,
Bir girdaba girdik dedim bir ahbabıma,
hak verdi.
Hoşgörünün, sevginin, saygının, gürül gürül akan ırmağının bir kenarında kavga sesleri geliyor neden!
Sevgili,
İstanbul’da huzurlu değiliz,
Sokak aralarında koşan çocukların ağlamaklı seslerini duyunca,
Ekmeği poşetine koymuş kan ter içindeki yurttaşımın çaresizce bakan gözlerine alışkın değiliz,
Mermilere hiç,
Silaha hiç…