Kurtuluş Savaşından sonra adeta ikinci kurtuluş savaşının anahtarı gibiydi bu kavram.
*
Hala neden bu yapının devam etmediği sıkça tartışılır.
Cumhuriyetle birlikte aydınlanmanın, eğitimin, yeniden birey ve yurttaş olmanın yepyeni adresiydi Köy Enstitüleri.
*
Şöyle tanımlanırlardı;
Üretim içerisinde öğretim eğitim içerisinde üretim.
*
Kırsal da kalkınmanın, bir ülkenin gelişiminde en büyük etken olduğu düşünüldüğünde biçilmiş kaftandı.
Köy Enstitüleri ile ilgili olarak ne zaman bir hikâye duysam tüylerim diken, diken olur.
İşin siyasi boyutu beni hiç ilgilendirmiyor.
*
Ve de bu polemiğe hiçbir zamanda girmek istemem,
Ki, bugünkü Cumhuriyetin çok daha sağlam güçlü olabilmesi adına kaybedilmemesi gerektiğini düşünenlerdenim.
*
Bu duygu ve düşüncelerimi neden ifade ettim?
Şu günlerde ülkenin dev şehri İstanbul’dan gelen ilk kez azalan nüfus sayısını tartışıyoruz.
Bizde bu haberi sayfaya taşıdık,
Gümüşhanelilere sorduk..
*
Aldığımız cevap oldukça ilginçti,
Artık İstanbul’un kendisini taşıyamadığını olanca gücüyle zorlandığından söz ettiler.
Bu teşbihti elbette.
Yani yaşamın zorlaştığını, yaşamla birlikte gelecek kurmanın da güçlüğüne dikkat çekiyorlardı
Gümüşhanelilerde benzer düşünce taşıdığını da ifade ettiler.
*
Ve ortaya atılan ata yurduna göç konusuna da değindiler.
İşte bu noktada çok önemli bir noktaya parmak bastılar,
Yani ata yurduna dönen Gümüşhaneliler ekecek, dikecek ve belki de aradığı huzuru yeniden memleketlerine dönmeyi hedeflediği öngörüsünü ifade etti.
*
Böylesine önemli bir noktada süreç geliştiği düşünülürse Köy Enstitülerinin felsefesinin yeniden dirildiğini görmek hiç de yadsınmayacaktır.
*
Kırsaldaki üretim yeniden başlayacak, üretimle birlikte refah payı yükselecektir.
*
Dolayısıyla,
Keşkelerle biraz daha kafa yorduğumuz geçmişle gerçeği görerek zarardan döndüğümüz gerçeğin bütünleştiği kavram dünkü gibi olmasa da köy enstitülerinin bıraktığı mirasın izlerini taşıyor.
*
Üretecek, yeniden şaha kalkacak Anadolu insanının adresini belirliyor.