Mübarektir;



Kutsaldır.



Yüce dinin inananlara bahşettiği önemli günlerdir; Ramazan ve Kurban bayramları.



Manevi yönü malumunuz çok ama çok büyüktür.



Bir kez daha ifade edelim, kutsal dinin mirasıdır.



 





Hani yılın o günlerine kadar küsüz, kırgınız, üzgünüzdür, özlem içerisindeyizdir ya;



Sanki o gün koca bir tören varmış gibi hazırlanırız ya;



Kurdeleyi kesen bizmiş gibi heyecanlanırız ya birden,



Bunalmış ruhumuza birer ilaç gibi gelir bayramlar.



Dost meclisinin kapısını açan çilingir gibidir bayram günleri.



 





Oysa bugün, bu önemli günler içi boşaltılmış bir şekilde yorumlanıyor olmalı ki, özellikle yeni nesil illa ki bir mazerete sığınarak devamlı surette bu günleri göz ardı etmektedir.



Anne babanın elini öpmek yerine,

Yanlarında olmak yerine,

Eşi, dostu, akrabanın hal hatırını sormak yerine,

Tatil derdindedir,



Bütün maneviyatı askıya alarak içi boş eğlenceleri tercih etmektedirler.





Kimi oldubittiler, saçma sapan mazeretler sebebiyle etrafından herşeyinden uzaklaşmaktadır.



Kendi özüne bile samimiyeti, dürüstlüğü göstermeyerek binbir takla atmaktadır.



Özellikle buradan genç nesilleri anmadan geçemeyeceğim,

Hele yeni yetme evliler.

Erkek kendi ebeveynini,

Kadın kendi ebeveynini hep öne çıkarmaya çalışır.

Kadın önce kendi anne babasına, erkek ise kendi anne babasına gitmek ister, bayram sabahı bile sırf bu yüzden zehir olur.

Hani basketbol da paylaşılamayan top misali denir ya;

Anneler babalar bir türlü paylaşılamaz, bayramın ne demek olduğu bir türlü anlaşılamaz.



 



Bu günlerin kabul etmek gerekir ki bir başka gerçeği de ekonomidir.



Kapıya gelen çocuğa, bayramlaşmaya gelen komşuya, verilecek harçlık bir lokma tatlı önemlidir.





Bugünün koşullarına bakıldığında cepler adeta yanmakta, bayram sabahı evin reisi adeta kapıyı çocuklar çalmasın diye dua eder hale gelmiştir.



Kuşkusuz bayramı anlatmak, o günün duygusunu birkaç cümle ile bu satırlara sığdırmak mümkün değildir.

Üzücü olan ise bizler bu düşünceleri ifade ederken bayramın yüce maneviyatını bu derece geçiştirerek, sıradan bir günmüş gibi yaşanıyor olmasıdır.