Hiç

Yüksek sesle bağıranları görürüm
Yüksek sesle sesini duyurmaya çalışanları da…
*
Bir apansız duruştur bu gidişat;
Sonra sakin bir deniz gibi durulmaktır bazen
Bir şeyler söylemek gelirse içinizden
Bağbozumu gibi sürüklenir boğazınızdan akar gider kelimeler…
*
Bir leylak kokusunda güneşi görmek gibi mesela,
Kimsenin umurunda değildir akıp giden zaman
Zamanın kenarında neler bıraktığınıza bakıp gülümsemekte var, ağlamakta.
Uçan giden şansların demetini hesaplayıverse yaşam,
Sadece birkaç damla gözyaşı ile kavrulmuş yüreklerin tazeliği durur öylece..
*
Yaşamaya dair tek tek hesaba alıyorum şimdi
gelip geçenleri
Bu durmaksızın akıp giden zamana bir kaç sözümüz olacak!
Akşam karanlığında belki bir ıslık çalacağız
Korkmadığımıza dair…
Veyahut ellerimiz kenetli, dişlerimizi sıkarak yumruğumuzu havaya kaldırarak bağıracağız bugünde..
Ama bir hiç uğruna sevdiklerimizi kaybetmeyeceğiz..
*
Gülümsemekten vazgeçmeden
Şair olacağız,
Şiir gibi akacağız zamana.
Ağaçların arasında elele yürüyeceğiz
Taze hanımelini koklayarak
Belki bir serçe eşlik edecek yanağımızdaki kıvrımlarımıza
Gülümseten anı ile bir sokak kedisini başını okşayacağız
Ve sonunda söz vereceğiz kendimize
Yaşama sevincimizi hiç unutmadan başladığımız gibi doğduğumuz gibi tertemiz kalacağımıza..
*

Evet, evet hatırlıyorsunuzdur!
Size verilen sözleri
Altından ateş saçan geleceği de görmüşsünüzdür..
Bir şeyleri yakmak gibidir bu gidiş
Nasıl da heyecan verir bu hallerimiz,
Kapının koluna bırakılmış bir taze ekmek gibi düşlerimiz..
Ve hiç çekinmeden düşlediğimiz mutlu yarınlarımıza el uzatmak isteyenleri kırmamaktır yeniden bizi insan yapan duygularımız..

Bir cevap yazın

CAPTCHA Image
Reload Image

Başa dön tuşu