İstanbul’un 1800’lü yıllarının sonlarına ait zarif bir geleneği, bugünlere nostaljik bir selam gönderiyor. Cuma namazlarında cami önlerinde bekleyen simitçiler, hali vakti yerinde kişiler tarafından hayır niyetiyle desteklenirdi. Namazdan çıkan hayırseverler, ellerindeki birkaç kuruşla simitçilerin tezgâhındaki simitleri satın alır, ardından ihtiyaç sahiplerine dağıtırdı.
Bu gelenek, hem dayanışmanın hem de paylaşmanın zarif bir örneği olarak hafızalara kazınmıştır. Simit, yalnızca bir yiyecek değil; İstanbul’da bir dönemin sosyal vicdanını temsil eder.
Gündoğumu Gazetesi
www.gundogumu.com