Sayın Başbakan bir üniversitenin yeni dönem açılışına katılacağı için Ankara sokaklarında olağanüstü önlemler alınıyor. Vatandaş hasta babasını sırtında taşıyor

Üstgeçitte pankart açan başbakanı protesto eden üniversiteli gençleri ise, olağanüstü önlemle yaka paça indiriyor polis.



Belli ki yumurta atmayan, başbakanın memnun kalacağı, her sözüne alkış, her hareketini tasdik edecek öğrenci topluluğunun listesi de önceden hazırlanmış.

Üniversitenin kapısında tek tek kimlik kontrolü var.

Ali, Ahmet, Zeynep, Emine… Geç!

Hasan, Hüseyin, Osman, Fevzi; sen dur! orda bakalım.



Zamları protesto eden vatandaşın harikualde bir hareketle kafası asfalta yapıştırılırken, sayın başbakan önceden hazırlanmış matbu metnini okuyan öğrenci konseyi başkanının konuşmasını yapıştırıp almaktan söz ediyor.

Peki niçin?
2023 Türkiye'sini hedefleyen bu ülkede tek olmak daha refah bir ülke vaat eden sayın başbakanımız,

Arkanızda olduğunu sandığınız yüzde elliden fazla desteğin ardından bu kadar önleme, bu kadar şiddete, bu kadar ayrımcılığa gerek var mı?

Bu ülkede yargı sizin dilinizden konuşacak,

Üniversite sizin diilinizen konuşacak,

STK, Hukuk, sendika, eğitimci, işçi, memur, asker, vatandaş sizin dilinizle hareket edecek?

O zaman ne gerek var demokrasiye yada hukuk devletine..

Öteden beri eleştirdiğiniz vesayet sözcüğünü siz şimdi tek başınıza sahiplenmiyormusunuz?

İktidarınızda geldiğiniz nokta da istediğiniz her şeyi elde ettiğiniz ve Yüzde elli oya sahip başbakanken siz bu kadar korumaya ihtiyacınız, ya da vatandaşın tepkisinden çekinecek halinizin olduğuna inanmıyoruz..



Haksızmıyız sayın başbakan?