Böyle köşe yazısı başlığı mı olur demeyin.
Gümüşhane’yi biliyorsunuz işte,
Kar yağıyor.
Ortalık süt liman.
O taraf dinlensin biraz.
Biz beşeri münasebetlere bakalım.
İnsan ilişkilerine tabi ki,
Sözde sevgilerle donatılan pembe gülüşlere bakalım.
Hemencecik anlayıverdiniz değil mi?
Dünyanın en kolay işi yalan söylemek,
En kolay yoludur kaçmak için.
Siz karşınızda adam var sanırınız
Oysa arkadan vurulan hançerdir.
Dost sanırsınız, zehirli yılandır.
Tesadüflerle gelen başarıların şımarıklığı üzerindedir.
Kendisi için önemli olan sadece kendisidir.
Ben bir türlü anlayamam.
Neden böyle oluyor diye tartarım sık sık;
İnsanoğlunun acımazsızlığından yakınırım.
İğne ile kuyu kazmaya mı çalışıyorum diye düşünürüm.
Çünkü sürekli yalan söyleyen dillerden bıkmışımdır.
Herkes kendince bir yol çizmiştir.
Yalan üzerine kuruludur hayat onalar için,
Yaprak gibi sararıp döküleceklerini bildikleri halde acımasızdırlar.
Kimse ikna edemez onları,
Bazen ruhlarını da, insanlığında kaybetmiş gibidirler.
Küçük şeylerden mutlu olurlar.
Sadece sanal gülüşlerden medet umarlar,
Günü birlik yaşarlar.
Kıskançtırlar,
Varlıkları göze çarpan günlük mutluluklarıdır.
İkna etmeye çalışmışımdır her zaman,
Yalan üzerine br dünya kurmuşlardır.
Kaplumbağa kadar ilerlemeyi, sinek gibi vızıldamayı yaşam sanırlar.
Peynirin düşmesini bekleyenler listesindedir.